Anna yepyeni bir dünyayı LEGO® parçalarıyla nasıl kurguluyor

Süper anne unvanını hak eden Anna Bitanga, İspanya’da portre fotoğrafçısı olarak çalışıyor.

Anna’yı ilk gördüğünüzde, LEGO® parçalarına büyük bir tutku beslediği muhtemelen aklınızın ucundan geçmez. Yetişkin olmasına rağmen LEGO setleri oluşturmaktan müthiş bir keyif alan sayısız çalışan anneden sadece birisi oysa.

Çocukken saatlerini LEGO oynayarak geçiren Anna, hayatın doğal akışına kapılıp gittiği ergenlik, lise çağları ve iş hayatında herkes gibi oyuncaklarından uzaklaşmış. LEGO setleri, çocukluğunun güzel hatıralarında kalıvermiş.

Ta ki bir bebeği olana kadar.

İnsanların, hayatın ilerleyen zamanlarında LEGO’larına geri dönmelerinin birçok sebebi var. Anna içinse bu hem fotoğrafçılık yapmasının hem de bir bebek sahibi olmasının etkisiyle oldu.

Anna bir yandan bebeğini büyütürken bir yandan da işine devam edebilmenin bir yolunu arıyordu. Böylece, gittiği her yere Minifigürleri de götürmeye başladı. Oğlu kumda veya çimende oynarken, o da telefonunu kullanarak Minifigürlerin deneysel fotoğraflarını çekiyordu.

Minifigürler küçük ve taşınabilir olduğu için gittiği her yere kolayca götürüp, model olarak kullanma fırsatı vardı. Anna, bu sayede, yetişkin olarak LEGO parçalarıyla oynamak için yepyeni yöntemler keşfetmiş oldu.

LEGO parçalarıyla hikâye anlatma sanatı!

Bir kez başladıktan sonra Anna’yı durdurabilecek hiçbir şey yoktu.

Şimdilerde ise 1000’den fazla Minifigürü ve sırf onların fotoğraflarını çekmek için kullandığı bir stüdyosu var. Sonuçlar ise inanılmaz. Bizzat görmek için Anna’nın Instagram’daki @FourBricksTall sayfasını ziyaret edin.

LEGO parçalarından kurguladığı, yepyeni bir evreni, kamerasının lensinden dünyaya göstererek fotoğraflarına can veriyor.

“Fotoğraf, inanılmaz etkili bir ifade sanatı” diyor Anna.

Zamanını televizyon başında harcamak yerine kamerasını eline alıyor, bir sonraki fotoğrafta neler çekeceğini kurguluyor, doğru ölçüleri hesaplıyor ve Minifigürlerin hangi manzaraya karşı durmak isteyeceklerini düşünüyor. Anna’nın yepyeni dünyalar kurgulamaya yönelik eşsiz bir yeteneği olduğuna şüphe yok.

İşin en ilginç tarafı, böyle bir işle uğraşacağı Anna’nın aklının ucundan geçmemiş.

“Yaptığım her şeye bir fotoğrafçının gözünden bakıyorum; bir sahneyi kurgularken ne hikâye anlattığını düşünüyorum. Örneğin, çekeceğim bir fotoğraf neyi vurguluyor olacak? Benim için yaratıcılığımın tavan yaptığı bir süreç. İnsana müthiş bir keyif veriyor.”

En etkileyici fotoğraflara imza atmak isteyen Anna, Minifigürlerini ormana, plaja, hatta New York sokaklarına götürüyor.

Anna, LEGO parçalarını kullanmaya ilk kez başlayacak olanlara basit düşünmelerini ve ilgi alanlarıyla harmanlamalarını tavsiye ediyor.

“Hobilerinizi LEGO parçalarıyla birleştirdiğinizde, LEGO oluşturma sanatına yepyeni boyutlar katabilirsiniz.”

Hem eğitici hem eğlenceli!

Anna, yoğun iş hayatı ve yorucu annelik görevlerinin yanında, LEGO fotoğrafçılığını hayranlarla buluşturan büyük bir fotoğrafçılık camiası olan Brick Central grubunun da bir elçisi. Grubun, Instagram’da 63 binin üzerinde takipçisi bulunuyor.

Anna da LEGO parçalarıyla nasıl fotoğraf çekileceği, örneğin polyester kullanarak bulut yapmanın inceliklerini veya hangi tür lensler kullanılması gerektiği gibi rehberler ve ipuçları hazırlıyor. Sevenleri için bulunmaz nimet olan bu içerikler cidden hayranlık uyandırıcı!

“LEGO ve fotoğraf makinesiyle yapılabilecek birçok şeyi başka hiçbir şeyle yapmak mümkün değil.”

“Birçok insan bunun herhangi bir yaratıcılık gerektirmediğini düşünüyor… ama hem yeni yöntemler öğreniyor hem de yeni eserler yaratmak için ilham alıyorsunuz. Eğer bu konularda tecrübeliyseniz, halihazırda sahip olduğunuz tecrübeyi kullanabiliyor ve yepyeni şeyler oluşturabiliyorsunuz.”

Uzaklaşmak, odaklanmak ve bağlanmak için bir fırsat

“Canım sadece parmaklarımı kullanmak, yaratıcılığıma sığınmak ve bir şeyleri bir araya getirmek istediğinde her şeyi bırakıp, tüm dikkatimi verebileceğim bir faaliyet benim için. Ellerinizle şekillendirdiğiniz bir şeyin gözlerinizin önünde şekillenmeye başlaması bambaşka bir tat veriyor.”

Oğluyla aynı şeye ilgi duymaları Anna’ya apayrı bir heyecan veriyor. Bu sayede ailecek eğlendikleri birbirinden güzel ve özel anlar yaşıyorlar. Ama bir kuralları var: Anna’nın Minifigürlerine dokunmak yok.

“Onun kendi Minifigürleri var, benim kendi Minifigürlerim var… çünkü… bilirsiniz, Minifigürlerimi kırabilir veya çizebilir. Çocukların oyuncaklarla oynama şekli, yetişkinlerle kıyaslandığınızda, biraz daha… farklı. Biz biraz daha dikkatliyiz.”

Anna, oğlu kendi LEGO setleriyle oynadığında ona karışmayıp, kendi yolunu kendi hızında çizmesine ve kendi yaratıcılığını konuşturmasına müsaade ediyor.

Yetişkinlerin LEGO’larla farklı bir bakış açısıyla oynadıklarını anlıyor ve bu da LEGO’ların her yaştan herkese hitap ettiğini gösteriyor. Anna’nın tek farkı, LEGO’larla oynarken kameranın başına da geçiyor olması.

Anna’nın Instagram’daki @FourBricksTall sayfasını ziyaret edin.