Hygge sezonu geldi

The LEGO Group merkezi, küçük bir ülke olan Danimarka’nın yine küçük bir kasabası Billund’da, 90’ı aşkın yıl önce kurucumuzun marangozluk atölyesini kurduğu yerde bulunuyor.

Biz Danimarkalılar “bardağın yarısını dolu gören” insanlar olmasak da burada işler yolunda diyebiliriz. Her yer bisikletlerle, leziz hamur işleriyle ve sonsuz sayıda LEGO parçasıyla dolu...

Ama bir de güneş meselesi var. Güneşimiz, neredeyse kış mevsimi boyunca yüzünü bizden esirgiyor ve milletimizin içinin kararmasına göz yumuyor.

Hava durumumuzun üst üste 3 ay boyunca bizi üzmesi terbiyesizliğine karşı etkili bir önlem neyse ki bulduk. Biz buna hygge diyoruz.

Hygge nedir?

Danca bir kavram olan hygge’yi Danimarkalı insanlara sorsanız, gözleri parlayarak “doğrudan çevirmek mümkün değil aslında” derler. En yakın kuzeni olarak “samimiyet” kavramını örnek verebiliriz, ama bu çok yüzeysel bir örnek olur.

İnsanın, genel mutluluk arayışında aktif bir şekilde aradığı ve yarattığı türde bir samimiyet. Ve genellikle küçük şeylerde bulunuyor.

“The Little Book of Hygge” (Küçük Hygge Kitabı) eserinin yazarı (dolayısıyla, bilirkişi olduğunu düşünüyoruz) Meik Wiking şöyle anlatıyor:

“Evde olduğunu hissetmek. Güvende olduğumuz, dış dünyaya karşı korunaklı bir yerde bulunduğumuz ve gardımızı düşürebileceğimiz hissi. Hayatla ilgili küçük ya da büyük şeyler hakkında saatlerce konuşabilir ya da konuşmaya ihtiyaç duymadan sadece birbirinizin yanında olmaktan memnun olabilirsiniz. Kendi başınıza, soğuk havada sıcak bir fincan çay içerken de bu hissi yaşayabilirsiniz.”

Hygge, odun ateşi ve rahat çoraplar gibidir. Tembellikle geçirmek istediğiniz bir pazar gününde, evcil hayvanınız kucağınıza kurulmuşken, en sevdiğiniz filmi milyonuncu kere izlemektir.

Mumları da unutmamak gerekir, elbette. Biz size Hygge’yi anlatmaya çalışırken, “okumadım kardeş, çok uzundu” derseniz, sadece çok ama çok sayıda mum diyebiliriz...

Hygge işe yarıyor mu?

İstatistikler, Danimarka’nın dünyanın en mutlu ülkelerinden biri olduğunu söylüyor. Öznel bakımdan da evet diyebiliriz.

Dışarıda fırtına kopar, yağmur yağarken kendini eve kapatıp güzel bir müzik açmak ve bir kitap okumak ya da LEGO oynamak gibisi yok.

Ve evet, LEGO oynamak da gerçek bir hygge aktivitesi. Laf olsun diye söylemiyoruz bunu. Okumak, yemek pişirmek veya puzzle yapmak gibi üretkenlik içeren ve insana kendini iyi hissettiren faaliyetler hygge kapsamına giriyor. Sosyal medya sayfanızda sonsuza kadar aşağı kaydırırken elde edemeyeceğiniz bir tatmin hissi bu...

Ama elbette, hygge sadece ‘şey’lerden ibaret değil.

Meik Wiking’in de vurguladığı üzere, hygge tecrübe etmenin en güzel yolu “sevdiğiniz insanlarla birlikte olmaktan” ve birlikte geçirdiğiniz zamanlardan maksimum keyfi almaktan geçiyor.

LEGO® DUPLO® ve Hygge

Biz de bu amaç doğrultusunda siz ve ufaklığınız için birbirinden eğlenceli LEGO DUPLO® aktiviteleri hazırladık. Bu aktiviteler ile bir sonraki oyun saatinizde birlikte hygge yaşayabilirsiniz.

İlk önce sizi konforlu, mutlu, samimi ve güvende hissettiren güzel bir köşe bulun. Bu cümleyi okuyunca aklınıza gelen ilk şey battaniye çadırıysa, hemen çocukluğunuza dönmekten çekinmeyin. Ardından, sıra LEGO DUPLO parçalarını ortaya çıkarmaya geliyor!

Odun ateşinin, hygge’nin ayrılmaz bir parçası olduğunu bildiğimiz için etkinlikler arasına bir ağaç oluşturma görevi de koyduk.

Çocuğunuzun, yukarıdaki Kolay Yapım talimatlarında gösterildiği şekilde, mümkün olan en az sayıda LEGO parçasıyla bir ağaç yapmasını isteyin.

Ardından, yaratıcılık becerileri konusunda güven kazandıklarında, oyun günlerinin kahramanı olabilir ve LEGO parçalarıyla yapabilecekleri akıllarından bile geçmemiş olan şeyler yapmak için parçaları nasıl birleştirebileceklerini gösterebilir, bir kuş ya da bir meyve yapabilirsiniz!

Yapımların karmaşıklık seviyesini adım adım arttırmak, daha birçok şeyi de yapabilmelerine yardımcı olacaktır; mesela tekneler.

Bu süper yelkenli vasıtalar, küçük samimi ortamınızda hareket edebilmeleri için harika bir vesile olacaktır. Birlikte, açık denizleri aşıp, maceralara gittiğinizi hayal edebilirsiniz. Dışarıdaki fırtına ve yağmur da cabası.

Son olarak, doğa ve hygge hakkında da bir şeyler söylemek gerekir. Hygge daha çok iç mekanlarla özdeşleştirilse de doğa, hygge’nin ayrılmaz bir parçasıdır. Doğanın hygge’sini iç mekan bitkileriyle, bir orman yürüyüşüyle veya pencerenizin dışındaki manzaraya bakarak tecrübe edebilirsiniz. Biz de eğlenceli hygge LEGO DUPLO aktivitelerimizin bir parçası olarak doğayı kutlamak adına siz ve ufaklığınızın birlikte kuşlar yapmasını istiyoruz! (Mesela, tüyleri ne kadar büyük yapabilirsiniz?)

Ne yaparsanız yapın, öğrenilen her yeni teknikle birlikte çocuğunuzun hayal gücünün sınırlarının genişlediğine şahit olacaksınız. Dahası, hem LEGO parçalarıyla bir şeyler yapmayı öğretip hem de becerilerini geliştirmelerine yardımcı olarak, birlikte mümkün olan en güzel şekilde vakit geçirmiş olacaksınız.

Hygge işte tam olarak budur.